Aç kalmadan ince bir vücuda sahip olmak, lanetli bir çaba olmak zorunda değildir. Otlar ve baharatlar kullanarak doğru ürünleri yemek vücut ağırlığını düşürmeye yardımcı olur.
Beynimiz bitkisel aroma ve tatlara karşı temkinlidir. Hemen bir alarmı tetikler: "Zehir olabilir!" Tatlı ürünleri direnç göstermeden yiyebiliriz, acı tadı ise iştah üzerinde doğal bir fren görevi görür.Salatada kuzu marulu olduğunda veya yemek biberiye veya zerdeçal ile tatlandırıldığında bilinçsizce daha az yeriz.
Acı tadın tek avantajı bu değil. Örneğin hindiba, hindiba, roka veya greyfurtta bulunan acı kimyasallar sindirim sürecini uyarır. Ağzımıza girer girmez başlar.Ani bir refleksle sindirim sistemi daha fazla sindirim suyu salgılamaya başlar ve safra kesesi de harekete geçer.
Sonuç, hızla ortaya çıkan bir tokluk hissidir. Bu durumda vücudumuz besinlerin içerdiği dokularda birikmeyen yağları daha iyi kullanır. Ek olarak, uyarılmış bir bağırsak daha hızlı ve daha verimli çalışır.Altı hafta boyunca günlük bir porsiyon yabani acı sebze yiyen 560 gönüllünün katıldığı bir araştırma oturumunda ilginç sonuçlar elde edildi.Denekler ortalama 3.5 kg kilo verdi. Herhangi bir ek diyet veya daha aktif bir yaşam tarzı olmadan oldu.
Ayrıca acı maddeler içeren besinler çok sağlıklıdır. Dolgunluk hissi veya mide problemleri gibi sindirim rahatsızlıklarını önlerler. Düzenli olarak yenildiğinde bağırsak florasını stabilize eder ve normalleştirir.Bu düzenlemenin sonucu, besinlerin daha iyi emilmesi ve zararlı maddelerin daha hızlı uzaklaştırılmasıdır.
Böylece, acı muamele hem kusursuz bir vücut hem de esenlik sağlamaya hizmet eder.İyi bir destek takviyesi, şifalı bitkilerden elde edilen infüzyonlardır. civanperçemi, pelin, pelin veya sarı centiyana